SİTEMİZİ GEZERKEN SIKILMAYACAKSINIZ
YOGA EĞİTMENİ: Alper BAYRAKTAR ve Yeni Başarılı Eğitmen Dilek ÖNAL
YOGA EĞİTMENİ Dilek ÖNAL
YOGA
YOGA
Sağlıklı mısınız? Ruh, zihin ve beden dengeniz yerinde mi? Cevap evet ise, mutlu olmanız gerekir. Fakat, kaç kişi, bu sorulara sınırlamaksızın, gerçekten evet cevabını verebilir?
İnsanın, günümüzde doğadan uzaklaşıp kendini kente hapsettiğini hepimiz biliyoruz. Ayrıca içinde bulunduğu sosyal ve ekonomik şartlar onu giderek artan bedensel ve zihinsel gerginliklerle de karşı karşıya bırakır. Bu gerginlikler bir müddet sonra insanın, ruhsal, zihinsel ve bedensel faaliyetlerini de etkilemeye başlar. Bunun sonucu kişide zihinsel bulanıklık, sinirlilik, psikosomatik rahatsızlıklar, bedensel çöküntüler, başarısızlık, güvensizlik, çevre ile uyumsuzluk ve daha birçok durumlar ortaya çıkar. Zamanla insan yaşama sevincini kaybeder ve mutsuz bir kişi olur. Stresin yarattığı bu durumdan kurtulmak ve rahatlamak için alkole, sigaraya, uyuşturucu maddelere ve uyku ilaçlarına başvurur. Onların vereceği geçici rahatlıkla avunmaya çalışır. Bu yanlış davranış kişiyi daha da çok yıpratır.
Peki insan, sinir sistemini bu gerginliklerden nasıl temizleyecektir? Kaybettiği sağlığını ve mutluluğunu nasıl geri getirecektir? Bunun için izlemesi gereken yol nedir? Bu soruların cevabını bir doğu felsefesi olan YOGA bize anlatmaktadır.
YOGA NEDİR
Yoga, binlerce yıl önce Hindistan'da ortaya çıkmış bir felsefe, bir yaşam bilimidir. Yoga sözcüğü Sanskritçe "birleştirmek veya bütünleşmek" anlamına gelir. Bu felsefeyi uygulayan kişiye de "Yogi" denir. Yoga, bedeni, zihni ve ruhu tamamen eğiten, huzur veren ve kişinin kendini tanımasını sağlayan, dünyadaki en eski kişisel gelişim metodudur.Yoga'nın mevcudiyetine ilişkin en eski arkeolojik bulgular, M.Ö. 3000 yıllarına kadar gider. İndus vadisinde yapılan kazılarda ortaya çıkartılan bazı taş mühürlerde yoga duruşlarını gösteren figürlere rastlanmıştır.
Yoga'dan ilk kez, M.Ö. 2500 yıllarına ait kutsal yazılar olan
Veda'larda bahsedilmektedir. Ancak Veda'ların son kısımlarını oluşturan Upanişad'lar Yoga öğretisinin ve Vedanta felsefesinin temellerini oluşturmaktadır. Vedanta'nın ana fikri şu şekilde belirtilir: Bir tek mutlak gerçek ve bilinç vardır; o da bütün evrenin temeli olan Brahman'dır. (Tanrı'dır)Yoga insana kendi benliğini tanımasını, dengede tutmasını öğretir.Yaşam daha derinlemesine yaşanır. Çektiğimiz anlamsız acılar, Yoga sayesinde yerini evrensel uyuma bırakır. Yogayla uğraşan insan, kendi "özünün" farkındalığını yaşar. Ve kendini evrendeki her şeye çok daha yakın hisseder. Canlı, cansız her şeye daha derin bir sevgi duyar. Onlarla bütünleşir. Yoga, mutlu ve aydınlık bir insan olmanın yöntemidir. Yoga bir din değildir. İnsanları fiziksel, zihinsel ve ruhsal disiplin yoluyla mutluluğa, başarıya ve "aydınlanma"ya ulaştırmayı amaçlayan bir felsefedir.
YOGA TÜRLERİ
1- KARMA YOGA
2- BHAKTİ YOGA
3- JNANA YOGA
4- HATHA YOGA
üç ana bölümden oluşur. Bunlar Asanalar (Duruşlar), Pranayama (Nefes egzersizleri) ve Savasana (Gevşeme). Duruş, nefes alıp verme ve yoğunlaşma (konsantrasyon) üzerine kurulmuş olan Hatha Yoga öğretisi, bedenle zihnin birlikteliğini, bütünselliğini içerir. Hatha Yoga'nın hareketleri dikkatli ve bilinçli bir biçimde uygulandığı zaman, insana pek çok yarar sağlar. Omurga ve eklemler esnek kalır. Özellikle romatizma, kireçlenme, sindirim bozuklukları, damar sertliği, dolaşım bozuklukları gibi çağdaş hastalıklar önlenir. Doğru ve düzenli alıp verilen nefesler bizi nefes darlığından, astımdan korur. Kan dolaşımı normale döner. Ayrıca beyin ve sinir sistemi olumlu olarak etkilenir. Gevşeme egzersizi ise, hareket ve nefes çalışmalarından sonra yapılır. Kaslar gevşek bırakıldığı zaman, zihin de rahatlar. Kişi tam bir huzur ve sükunete kavuşur. Gevşeme uykusuzluğun, sinirsel rahatsızlığın, yorgunluğun ve gerginliğin giderilmesinde çok etkili bir metoddur. Batı dünyasında yapılan birçok tıp araştırmaları, yoga egzersizlerinin insan sağlığı üzerindeki etkilerini doğrulamıştır. Ayrıca yoga, bugün bir psikoterapi aracı olarak da kullanılmaktadır.
5- RAJA YOGA
ÇAKRALAR VE ENERJİ KANALLARI
ÇAKRALAR
Sağlıklı bir insanda bu girdaplardan her biri büyük bir hızla döner. Böylece yaşamsal enerjinin beden içinde akışı sağlanmış olur. Kendi bedenimizde enerji ürettiğimiz gibi dışardanda enerji çekeriz. Yani çakralar bu noktada anten görevi görürler. Ancak bu merkezlerden herhangi birinin çalışması yavaşlarsa, prana dediğimiz yaşamsal enerji akışı engellenir. Daha çabuk yaşlanırız.
Çakralar yavaş dönerse bedenin o bölümünün bozulmasına neden olur, daha hızlı dönerse sinirliliğe ve yorgunluğa yol açar
Çakralar psikolojik ve fizyolojik hastalıklarla ilgili bize bilgiler verirler. Mesela boğazımızda bir daralma hissi veya midemizde
rahatsızlık, kalp sancısı gibi... Çakralarımız psikolojimizle iç içedir. “hayat ne kadar güzel” “Bugün çok güzel bir gün geçireceğim” diyorsak, enerji merkezlerimiz dengelidir.
Yoga asanaları (egzersizleri) yedi enerji merkezinin dönüşünün uyumlu olmasını sağlar.
Yani çakraların titreşimleri salgı bezlerini harekete geçirip hormon salgılanmasına neden olur.
Çakraların her birinin sağlığımız, bereketimiz için önemli bir enerji yayarak dönen girdaplar olduğunu düşünelim. Bu sekiz enerji merkezi
( aurayı da sayarsak) omurgamızın dibinden başlar ve yukarıya, başımızın tepe noktasına dek çıkar.
Bu enerji merkezlerini, ilk üç çakrayı “ alt üçgen” ve “üst üçgen” diye ikiye ayırabiliriz. Bu merkezler ortada, göbek deliğimizde birleşirler.
MULADHARA ÇAKRA
1- MULADHARA ÇAKRA (Kök Çakrası)
Yeri: Kuyruksokumunda üreme organları ve makat arası
Rengi: Kırmızı
Etkilene bez: Böbreküstü bezleri (adrenalin)
Kalıplaşmış hareketlerimizin, alışkanlıklarımızın merkezidir. Dünyayla bağlantı kurduğumuz bölgedir. Kök sağlam ise her şey yolundadır.
Uyumlu çalışması: Neşeli, mutluluk saçan bir insan oluruz. Kendimizi güven içinde hissederiz. Dünya güvenilir bir yer, evren tüm ihtiyaçlarımı karşılıyor, hisleri bu çakranın uyumlu çalıştığını gösterir. Doğaya bağlılık, azim, yaşama isteği bu çakranın duygularıdır.
Uyumsuz Çalışması:
- Kabızlık ve şişmanlık belirtileri başlar.
- Öfke, şiddet, hiddet, güven eksikliği
- Başkalarına kendi ilkelerinizi zorlamanız, patronluk taslama
- Egoist, saldırgan, dürüst olmama
- Sürekli endişe halindesinizdir.
- Bu dünyadaki her şey size zor gelir. Daha kolay bir yaşam düşler durursunuz.
Hatha Yoga ve Kundalini Yoga egzersizleri bu çakranın uyumlu hale gelmesine yardımcı olur. Ayrıca kırmızı renk kök çakrasının rengi olduğuna göre bu renk kıyafetler giymek veya güneşin doğuşunu batışını düşlemek o bölgeyi aktive edebilir
2-SWADHİSTANA ÇAKRA
Yer: Göbeğin alt kısmı
Renk: Turuncu
Etkilenen salgı bezi: Cinsel salgı bezleri
Eğer hırslı ve istekli bir ruh haliniz varsa, bu çakranız iyi gelişmiş demektir. Yaşamı renkli, canlı olarak görürsünüz. Cinsellik, yaratıcılık, yuva kurma isteği, bu çakranın duygularıdır. Karşı cinsle ilişkimizi belirler. Para ve cinselliğin merkezidir. Dengeli olması halinde yaratıcı, cinsel tatmin duyan ve bereketi çektiğimiz bir durum halindeyizdir.
Uyumsuz Çalışması:
- Regl dönemi sorunlu geçer, kısırlık, hormonsal dengesizlikler olur.
- Böbrek ağrıları, prostat kanseri
- Özgüven eksikliği, cinsel soğukluk, sıkılganlık, duyguları gizleme
- Suçluluk duygusu, mükemmeliyetçilik, aşırı talep kar olma, eleştirici
Su bu çakrayı aktive eder. Bol bol su için veya fıskiye, çeşme gibi su sesi çağrıştıracak şeyler dinleyin. Kuş sesi olan müzikte işe yarar.
3- MANİPURA ÇAKRA
Yer : Göbeğin iki parmak üstü
Renk: Sarı
Etkilenen salgı bezi: Pankreas
Tüm enerjimizin, irademizin merkezidir. Bir şeye başlayıp başarma isteği ve kararlılığı bu bölgededir. Başka insanlarla maddi ve manevi ilişkiye girmek, bilinçli olarak enerjimizi kullanmak bu çakranın işlevidir. Uyumlu çalışıyorsa, iradeniz güçlü, düzenli ve amaçlı bir şekilde sizi hedefe götürür. Dengedesinizdir.
Güçlü sinir sistemi, esneklik, neşe, kendine güven, kararlılık dengede olan bir göbek çakrasının duygularıdır. Eğer sigarayı bırakmak veya kilo vermek istiyorsanız güçlü bir göbek çakrasına ihtiyacınız vardır.
Uyumsuz çalışması:
- Dağınıklık, yoğunlaşma eksikliği
- Tatminsizlik, iç huzursuzluğu, depresyon, hazım problemleri
- Sık öfke ve hayal kırıklığı yaşamak
Altın rengini düşünmek bu bölgeyi aktive eder. Güneşi düşünün veya altın başakları imgeleyin.
4-ANAHATA ÇAKRA
Yer: Kalp dolayları
Renk: Yeşil
Etkilenen salgı bezi: Timüs bezi
Kalp çakramız empati, sevgi, fedakarlık gibi duyguları hissettiğimiz bölgedir. Eğer sürekli sevdiğimiz birini kaybetmek veya onu gereğinden fazla korumaya almak gibi duygular hissediyorsak, bu bölgemizde bir uyumsuzluk var demektir.
Kalp çakramız tüm çakra sisteminin merkezidir. Üçüncü göz yani alın çakrasının açılmasında büyük rol oynar. Kalbinizde sevgi, şefkat, yardım etme duyguları, cömertlik varsa her şey yolunda demektir.
Kalp hastalığı, akciğer kanseri, göğüs kanseri gibi hastalıkların arttığını dikkate alırsak eğer, çağımız insanının ne kadar çok korkuları olduğunu anlayabiliriz; Gelecek korkusu, ekonomik korkular, sevdiğini kaybetme korkusu vs.
Zihnimiz eğitilebilir. Biraz sevgi ve övgü yeterlidir. Kalp çakramızı uyumsuz hale getirecek kötü gazete veya t.v haberleri seyretmekten veya bize sürekli sıkıntı veren insanlardan kaçınmamız gerekir.
Endişe ve korku duyguları için bir çalışma yapalım.
Bedenimizde korku ve endişe anında ilk kasılan dilimizdir. Bu kasılma nefes ve kalp merkezini karıştırır. Rahatça oturun. Gözlerinizi kapatın. Çeneyi gevşetin ve dilinizi dışarı sarkıtın. Tamamen dışarı sarksın. Burundan nefes alın ve ağızdan nefes verin. Kalp atışları yavaşlar ve tansiyon düşer.
Uyumsuz çalışması:
- Sizi başkalarının sevgisine bağımlı kılar.
- Kırılgan ve alıngan olursunuz
- Kendine acıma, kararsızlık, onaylanma hissi, karamsarlık hissedersiniz.
5- VİSHUDDNA ÇAKRA
Yer: Boğazın ortası
Renk: Mavi
Etkilenen salgı bezi: Tiroit ve paratiroit bezleri
Bu dünyadaki diğer insanlar üzerinde gücümüz yoktur. Sadece kendi üzerimizde gücümüz vardır.Hayatınızdaki insanlar ne kadar sorun yaratıcı olurlarsa olsunlar,çözüm her zaman sizsiniz.
Gurmukh Kaur Khalsa
Bu noktada “”ne söylüyorsanız o’sunuz “” sözünün altını çizmek istiyorum. Söylediğimiz sözler bedenimizde titreşimler yayar ve bizi o hale getirir. Bu çakramız insanlara dürüst olmamızı, duygularımızı ifade gücümüzü sağlayan çakradır. Bu bölgedeki titreşimin boğaz çakrasında çok önemi vardır. Şarkı söylemek çok faydalıdır.
Uyumlu Çalışması:
- Memnuniyet, bağımsız,
- İyi hatip, konuşmacı,
- Esinlenebilen, ruhsal kavramları kavrayabilen
Uyumsuz Çalışması
- Sıkılgan, sessiz, duygularını ifade edemeyen
- Küstah, tutarsız, bastırılmış duygular hissederiz.
- Bazen de çok konuşan, dedikoducu
6- AJNA ÇAKRA
Yer: Alnın gerisinde, iki kaşın ortasında
Renk: Çivit mavi veya indigo
Etkilenen salgı bezi: Hipofiz bezi.
Sezgisel gücümüz, telepati, duru görü gibi düşünce gücümüzün merkezidir. Bu bölgede salgılanan serotonin iştahımızı, mutluluğumuzu düzenler.
Uyumsuz çalışması
- Depresyonla sonuçlanır.
- Eğer yaşamınız tamamen maddi arzulardan ibaret, spiritüel konuşmalar size sıkıcı geliyorsa bu bölgemiz uyumsuz demektir.
- Disiplinsiz, egomanyağı, iddiacı, kibirli
Uyumlu Çalışma
- Karizmatik, sezgisel telepatisi güçlü, güçlü hayal kapasitesi
- İdealist
- Güçlü hafızamız, irade ve entelektüel kapasite
7- SAHASRARA ÇAKRA
Yer: Kafatasının üst noktası
Renk: Mor
Etkilenen salgı bezi: Beyin epifizi
Beyin epifizinin merkezi olan sahasrara çakra, aynı zamanda iyi uyku uyumamızı sağlayan melatoninin merkezidir. Bildiğimiz gibi melatonin son derece güçlü bir antioksidandır.
Beyin epifizi ışıkla uyarıldığı için, özellikle kışın çok fazla ışık görmeyen bu bez melatonin salgısını azalttığı için bunalımlı bir ruh hali hüküm sürer.
Taç çakrası ruhumuzun merkezidir. Bu yüzden pek çok dinde, peçe, takke, sarık, türban giyilir. Hayatımızda ruhun varlığını hatırlatmak içindir. Bu bize Tanrı’yı hatırlatmak için bir simgedir.
Uyumlu Çalışması
- Tanrısal enerjiye açık, spritüel, şükran duyan
- Huzurlu, neşeli
Uyumsuz Çalışması
- Karar veremez, hafızası zayıf, neşesi kaybolmuş
- Aşırı sinirli, sık sık baş ağrısı
- Tahripkâr
Çakralara şöyle kısaca bakma imkânı sağlamak için bu bilgiler şimdilik bize yeterli. Çakralarımızın uyumlu çalışması ve titreşimlerinin artarak sağlıklı bir bedene kavuşmamız olanaksız değildir. Bunun için biraz çaba harcamamız bize çok şey kazandıracaktır. Kısaca neler yapabiliriz bir göz atalım.
- Yoga asanaları 7 temel çakranın açılmasını sağlar.
- Yoga nefesleri
- Meditasyon
- Ametist, kuvars gibi doğal taşlar kullanmak
- Müzik tedavisi
- Renk tedavisi
- Reiki
YARADILIŞ
ŞHAKTİ: Dinamik enerjidir. Harekettir, aktivitedir. Kundalini’dir. YANG’dır. HA’dır. Tepe noktası yukarıya bakan üçgen ile sembolize edilmiştir.
ANANDA MARGA: Mutluluk yolu. Pasif enerji ile dinamik enerjinin birleşmesi.Gerçek mutluluktur. aydınlanmaktır. Ki biz buna TEKAMÜL diyoruz. Yıldız şeklidir, iç içe geçmiş iki üçgen ile sembolize edilmiştir.
Pasif enerji ile dinamizm birbirinden ayrılamaz. Aynı enerjinin yaşamı devam ettiren görünümleridir. Yaşam çekim ve itim olarak devam eder, evren büzülür, içine çekilir sonra genişler ve yayılır. Yani bir ritme sahiptir. Tıpkı nabız atışları gibi, tüm evren bu nabız atışları ile genişler ve yaşam gücünü (Prana) geometrik açılımlarla pompalar (Örneğin; Muladhara Çakra’nın açılımı karedir. Svadhisthana Çakra’nın açılımı yarım aydır). Buna KUNDALİNİ ŞHAKTİ diyoruz.
Kundalini, yani; Tanrı’nın hareket hali vibrasyonlarla evreni ağ gibi örer, çakra sistemini yerleştirir. Bu sonsuz yaradılışta insanlık 7’li sistemi kullanmaktadır. Yedi renk, yedi nota, yedi alan, yedi element, yedi mineral gibi.
1. Katı;
2. Sıvı;
3. Gaz; ısı
4. Enerji; Işık
5. Manyetik alan
6. Şuur Seviyesi
7. Zeka ve Ego seviyesi.
Yedi Sembol:1-ATEŞ: Ağızda olan enerji.2-RÜZGAR: (Duyu organı ile algılanan) Burunda bulunan enerji. 3-GÜNEŞ: Gözlerde bulunan enerji.4-SES: Boşlukta hareket halinde olan, kulaktaki enerji.5-VAYU: (Algılanamayan rüzgar- YAŞAM GÜCÜ) Pozitifi yükselten enerji- hastalıklardan ve olumsuz durumdan koruyan enerji.6-AY: (Karar verme gücü, aklı selim olmak) Zihnin, kalpteki hali.7-SU: Zevk ve haz almak.
1-GÜNEŞ: Ruh2-AY: Zihin3-MARS: Kan4-MERKÜR: İfade5-JÜPİTER: Bilgi6-VENÜS: (Aşkın sevgi ile yaşamı başlatan) Ersuyu. 7-SATÜRN: Deneme, tecrübe.
İnsan yaşamının başlaması :Evrendeki parmak izimiz kromozom seviyemizdir. Geçmişe ait kişisel bilgilerimizin depolandığı şuur alanımızdır. Dünyaya gelirken bu alandaki bilgiler doğrultusunda Kundalini (Yaşamı başlatan dinamik enerji- RUH-) yaradılışı gerçekleştiren bir itilim başlatır. Bilincin tezahür etmeye doğru yaptığı bu devinim başlayınca döllenme meydana gelir ve 7’li çakra sisteminin nabız atışları şuur alanında atmaya başlar.
Yoga’ya göre, kader yasaları çerçevesinde getirdiğimiz, bıraktığımız, götürdüğümüz her şeyin kayıtlı olduğu bu alanda döl gelişmeye başlar. Önce Sahasrara Çakra (tepe çakrası) aktifleşir ve sonsuz bilinç, şuur alanı içinde, omurga doğrultusunda diğer çakraları; kaderimizi çizerek (evrende hiçbir şey yok olmaz, sonsuz bilinçte her şey depolanır, kromozom seviyesinde karma kanunları neticesinde geri döner) dizayn etmeye başlar. Ruh’un bu akıl almaz enerjisi Sattvik (en saf, en temiz ve masum yer) alana yerleşir. Ve prana (yaşam gücü) hareket etmeye başlar.
Bu 5 bölgede yaşam gücü hayatı başlatır. Bu bölgelerde organlar gelişir. Örneğin APANA; fiziksel ve ruhsal geçmişe ait her şeyi sistemden atan enerjidir ve aşağı doğru eser. Dışkılar, sıvılar, sindirilemeyen şeyler, takıntılar gibi. Bu bölgede, bağırsaklar, cinsel organlar ve mesane bulunur; ıkınarak dışarı atarız, ıkınarak çocuk doğururuz vs.
Beşinci aydan itibaren Kundalini, fetusa yerleşmeye başlar. Doğum ile birlikte KÖK çakraya iner ve aktivitesini düşürür. Uyur durumda olmasına rağmen bedeni DİRİ tutan kundalini, yani RUH’tur.
İnsanın yaşamı tecrübesi :
Yaşam içinde gelişmemiz, bilincin kişisel deneyimlerine göre 3 aşamadan geçer.
1.Aşama: Uyanık olma durumu.2.Aşama: Uyku hali.3.Aşama: Rüya görme.
Ve bu üçünden de bağımsız olan “Sakin Farkındalık.” Bu durum bütün kadim öğretilerde ve dinlerde AYDINLANMA diye telaffuz edilir. Tanrısallığa geri dönmektir.
Yoga’nın bakış açısından; Aydınlanmak, ancak Kundalini’nin Kök çakradan çıkıp sırası ile tüm çakraları açıp, tepe çakrada evrensel enerji ile birleşmesi ile mümkün olur. En üst boyutun bilgisini ve yaşam gücünü, en alt boyuta transfer ettikçe tekamül ederek ilahi bilinç seviyesinde yaşamaya başlarız.
Ruhsal büyüme en alt seviyeden başlar. Ruhsal itilim başladıysa (Kundalini uyanmaya başlamışsa eğer) daha zeki oluruz. Toprak ve doğa ile daha çok ilgilenmeye başlarız ve doğada zaman geçirmek için fırsat yaratırız. Öğrenmekten, okuyup yazmaktan büyük haz alırız. Bu itilim hızlanmaya başlar, iştahımızı kontrol edebiliriz (fazla yemek, alışveriş, cinsel arzu) ve değişim başlar. Artık eski çevreniz, alışkanlıklarınız, huylarınız değişmeye başlar. Kararlı olmaya başlarız. Kendi yaşamımız üzerinde kontrol sağlarız. Kullanıyorsak sigarayı bırakırız, rejim yaparız, hırs ve öfkeden arınırız. Ve SEVGİ akışı başlar. Sevgi bir duygu değildir, bir enerjidir. Yaşamımız iyileşmeye başlar, hep istediğimiz şeyler hayatımıza girmeye başlar, şanslı, huzurlu ve mutlu oluruz. Nedeni yoktur, sadece MUTLUYUZDUR.
Bütün bu aşamaları RAJA YOGA’nın rehberliğinde sorunsuz atlatırız. VE tüm yaptıklarımızın an be an şuuruna varmaya başlarız; nedenini, sonucunu kavrarız. Bilgi bize akmaya başlar. Bu JNANA YOGA’dır. Yaşamdaki zıtlıkları kontrol etmek için KARMA YOGA ile elimizden gelenin en iyisini yaparız. Ve en yüce İlahi Bilinç ile kendimizden bile vazgeçerek BHAKTİ YOGİ oluruz. Bizdeki tasavvuf gibi, artık Tanrı’da yok olmuşuzdur.
Patanjali Yoga Sistemi’nde AŞTANGA YOGA, 8 hisse demektir. Aklı, fiziği, egoyu kullanarak, bilincin en üst seviyelerine ulaşmak için sekiz basamakta ilerlemeyi öğretir.
BAHIRANGA YOGA– Dışsal olan: Zihin üzerinde hakimiyet elde etmenin dolaylı yolunu yani eller, ayaklar, ağız, cinsel organlar, gözler, kulaklar, burun, dil, ten... Bütün bunların kontrolünün tekniklerini verir.
1-YAMA2-NİYAMA3-ASANA4-PRANAYAMA5-PRATYAHARA
ANTRANGA YOGA: İçsel olan; aklın kendini dolaysız olarak geliştirmesidir. Ruhsal gelişmeyi sağlar.
6-DHARANA7-DHYANA8-SAMADHİFiziksel organlar ile (gözler, kulaklar) üstün bilinci göremez, duyamayız. Çünkü algılama kapasitemizin üzerindedir. Ama bahiranga ile başlayan çaba bizi fiziksel olanın dışındaki alanlara ulaştırır (antranga). Böylece içsel organlarla duymaya ve görmeye başlarız. İşte fizikselin farkına varıp, fiziksel olanın ardındaki sessizliğe -Süper Bilinç- götüren yol RAJA YOGA’dır
Etkin yaşam ve hızlı ruhsal gelişim için bazı evrensel kurallar vardır. Yama kuralları yasak olanlar, yapılması uygun olmayan kurallardır. Beş evrensel Yama Kanunu vardır.
1. Ahimsa: Başkalarını incitmemeliyiz. Zarar vermeden yaşamalıyız. Sınırlarımızı bilmeliyiz, yaşam şansını elde etmiş her hangi bir canlının hayatını elinden alma yetkisine ve hakkına sahip değiliz. Bizim yaşam sınırımız bir başka canlının yaşam sınırında biter. Onu öldürmek veya yemek ruhsal yolu tıkayan en önemli engellerden biridir.
2. Satya: Doğruya sadık kalmalıyız.
“DAİMA DOĞRUYU KONUŞANLAR KELİMELERİN GERÇEKLEŞTİRME KUDRETİNİ ELDE EDERLER. KALPLERİNDEN GEÇİRDİKLERİ HER EMİR GERÇEKLEŞİR” Yoga Sutra: 11: 36
c- Asteya: Başkasına ait olanı almamalıyız. İnsanlar çalışıp, çabalarlar ya da kaderleri doğrultusunda bir şeyler elde ederler, bu onların kendi haklarıdır. Bunu almak arzusu gösterip eyleme geçersek, hayatın akışı ile ilişkimizi keseriz. Evrensel zihin tarafından, ancak kendimiz gibi olursak rahmet ve inayet ile kuşatılırız. Başkasına ait fikirleri bile kendimize mal etmemeliyiz.
d-Brahmacarya: Bizim kültürümüzde de olan Bektaşilerin ünlü deyişi tam da bu kuralı anlatıyor. “ELİNE, BELİNE, DİLİNE SAHİP OL!” Hayati enerjiler bu uzuvlardan geçerek akıyor. Yaptıklarınıza dikkat edin, hayatınızı zenginleştirip sizi besliyorlar mı? Yoksa, ilişkilerinizde ve eylemlerinizde şuursuzca mı hareket ediyorsunuz?
e-Aparı graha: Basit yaşam. İhtiyacımız olduğu kadarına sahip olmalıyız, ihtiyacımızdan fazla sahip olduğumuz her şey bizi akıştan alıkoyar ve enerjimizi bloke eder. Hayat basittir. Mutluluk basit ve yalın olandadır. Ne kadar az şeyiniz varsa o kadar özgürsünüzdür. Bedenimizi bile en çok 70- 80 yıl taşıyor ve bırakıp gidiyoruz. Kendinize ve çevrenize merhamet edin, en azla yetinin.
Prana; Yaşam gücüdür. Yaradılışın bilinen ve tüm evreni kaplayan hayat dokusudur.Ayama; yaymak, tutmak demektir. Yaşam gücünü tutup yaymak anlamına gelir ki, bu yaşam gücü bizim kontrolümüzdedir, onunla istediğimiz her şeyi yapabileceğimiz anlamını taşır. Nefes beden ile zihin arasındaki köprüdür. Bu köprü ile beden, zihin, bilinç ve daha ötesi arasında kontak kurmak mümkündür.
Duyguların kontrol edilip içe çekilmesidir.Yaşam gücünün aktığı 72.000 kanal vardır. Matematiksel ifade ile 7+2=9 yani kanalların kesişip açıldığı dokuz kapı vardır. Gözler, kulaklar, burun delikleri, ağız, cinsel organ ve anüs. Bu dışa açılan kapıların işlevlerinin kontrolü ve duygularının geri çekilmesi, hareketsizleşmek ve sessizliğe dalma çalışmalarıdır. Astral, çakra ve kundalini tekniklerini kapsar.
Asana=Beden+Zihin denklemi ile ifade edilebilir. Beden ve zihni ayrı ayrı algılayınca, kendimizden uzağa düşeriz. Ve yogada yaptığımız duruşlar kültür fizikten öte gitmez. Bir hareketin Asana olabilmesi için zihnin sakin, bedenin sabit olması gerekir. Ancak o zaman asana pranayı çakra kanallarına iter, hormon salgıları kanda dengelenir ve mükemmel sağlık kazanılır. Asanada çalışan bölgeye yoğunlaşır, sabrı, metaneti ve disiplini deneriz. Bu Tapastır ve bizi Şantosaya taşır. Daha sonra CESET POZU’nu alırız. Bu tam anlamıyla ölmeye yatmaktır. Derin gevşeme ve odaklanma sağlar. Daha ince olan, daha derinde olanın farkına varıp bütünleşiriz. Gerçek mutluluk ve saf saadeti deneriz.
Meditasyondur. Odaklanmak bile bırakılır. Zihin sessizliğe girer. Bu noktada düşünülen tek şey HİÇBİR ŞEYDİR. Hiçbir şey olduğunu bir kere idrak edince sonsuz sınırsız mutluluk içimizi doldurmaya başlar. Konsantrasyon, meditasyon ve aşkın durumu kesin çizgilerle ayıramayız, hepsi birbirinin içindeki zihin halleridir.
SAMADHİ
Odaklanırız, odaklanmayı bile bırakırız ve ŞIÇRARIZ. Bu Samadhi’dir. İki aşamada farkına varırız.
1. Aşama: İçteki ÖZ ile birleşmenin başlangıcında, yaşam gücü bedenden çekilir. Ölü gibi katı ve kıpırtısız görünürüz. Canlılığımızın askıya alındığının tamamen farkındayızdır. Panoramik açılımlar başlar. Bu aşamaya Sabi Kalpa Samadhi denir.
2. Aşama: Daha yüksek ruhsal hallere doğru sürüklendikçe, normal hayatımızı yaşarken, dünyevi işler ile uğraşırken bile “Tanrı ile bir” olduğumuzun bilinci ile hareket etmeye başlarız. Tanrı gibi olur, öyle davranışlar sergileriz. Önyargısız, adil, huzurlu, yargılamayan ve koşulsuz mutlu (bir tür vecd hali) oluruz. Artık, tamamen bilinçli ve tamamen arınmışızdır. Bu aşamaya da Nirbi Kalpa Samadhi denir.
Mutlu değiliz, hem de hiç değiliz.Çok sevdiğimiz bir yemeği yeteri kadar yersek mutlu oluruz, biraz daha yersek doyarız, biraz daha yersek hastalanırız, artık mutlu değilizdir.İşte şimdilerde çok hastayız, her şeyi fazla ve çabuk tüketiyoruz. Durmalı ve artık kendimizi analiz etmeliyiz. Bu özeleştiri bakış açısını genişletir. Düşünmek, yaşamı mercek altına almak, ve kendi içimize dalmak aynı zamanda da dışarıdan anlamaya ve yorumlamaya çalışmak “yolu açar”. Yavaşlamak, sakin kalmak, düşünmek, gerçeği akıl yolu ile aramak JNANA YOGA’DIR.Eğer bir şey değişiyorsa o MAYA’dır( hayal) gerçek değişmez,
sabittir. Örneğin: İşinizde eskisi kadar mutlu değilseniz, bir değişim varsa, bu durumu iyileştirmenin yolu iş değiştirmek değildir. Ancak “kendinizi değiştirmek” sizi sonuca götürür.
Gerçeği bulmak ve gerçeğe karışmak için; Sabit olanı araştırılır. Sakince içe dönülür, konsantre olunur ve sessizliğe dalınır.Bu bir kanundur. Giden her şey artarak geri gelir. Sakinken yolladığınız şeye-düşüncelere- dikkat edin; Gerçekleşir. Bilginin ve mutluluğun kaynağı “saf bilinçtir” ve sessizliktedir.SAMKARA yaşam- ölüm döngüsüdür. Bazen keyifli, tatlı bazen acılı ızdıraplı ama hep geçicidir. Bedenler, doğar, ölür, evren değişir, değişmeyen ve etkilenmeyen tek şey Tanrısal boyuttur. Bu atom altı seviyedir. Atom seviyesinde ise eylem, hareket ve değişim başlar. Bu oluşumun şuuruna varmak Jnana Yoga’dır.(Çok bilinen bir örnek: Şişenin içinde de aynı hava var dışında da, ama bilincimiz kendini şişenin içinde imiş gibi algıladığı için, içerideki hava ile idare ediyoruz.- doğuyoruz, ölüyoruz v.s- Oysa şişeyi kırabilsek, içeridekinin de, dışarıdakinin de aynı hava olduğunu idrak edebileceğiz.)Akıl ve bilinç seviyesinde gerçekleşen analiz edip idrak etme halleri Jnana Yoga’dır.Eğer Jnana Yoga uygulayıcısı olmak istiyorsanız, tarafsızca odaklanmalı, entelektüel düzeyde uzun ve zahmetli uğraş vermeyi göze almalısınız çünkü jnana akıl işidir.
KARMA YOGA: Çalışmak ibadettir.
Karma Yoga için özel zaman ayırmak gerekmez. Bu eylem yogasıdır. Elden gelenin en iyisi yapılır ve sonuçlar üzerinde düşünülmez. Yapılan her ne ise BÜTÜNÜN hizmetine sunulur. Biliriz ki, farkında olsak da olmasak ta, her düşünce ve her eylem geri yansıyacaktır. Çalışmalarımızı herkesin yararını gözeterek sürdürmek hem bizi, hem yaşadığımız çevreyi iyileştirecektir. Bu mantalite bizi İlahi Bilinç ile yaşamaya götürür. Şu soruyu kendinize sormalısınız.
-Yaşam benim için ne ifade ediyor? Görevlerimi ve ödevlerimi yerine getirebiliyor muyum? İşteki sorumluluklarım, aileme karşı olan sorumluluklarım, topluma karşı olan sorumluluklarımın ne kadarını yükleniyorum? İçim rahat mı? Vicdanım rahat mı?Yaşam zordur. Burası sınandığımız, öğrendiğimiz yer. Hayattaki çatışmaların farkında olmak, eylemlerin etik sınırlar içerisinde kalmasına çok dikkat etmek gerekiyor.Yaratıcı enerji Prana , evrende 3 şekilde tezahür eder.Bunlara GUNA’lar diyoruz.1-SATTVA: Saflık, temizlik, Dünyaya bu enerji ile geliyoruz.2-RAJAS: Faaliyet, değişim işlemi, hırs, ihtiras.3-TAMAS: Cahillik, eylemsizlik yani tembellik ve karanlık.Gunaların tezahür alanı KARMA olarak geri dönmektedir. Varlığımızda ne kadar Sattva birikmiş ise ayrım yapma gücü elde ederiz( Neyin iyi neyin kötü olduğunu ayırt eder hata yapmayız) Eğer Rajas fazla ise hiper aktivite ve agrasif davranışlar gösteririz. Eğer Tamas yoğunlaşmış ise, duyuların esiri oluruz ( içki, kumar, uyuşturucu, sekse aşırı bağlılık v.s) Fiziksel bütünlükte Pranayı( Yaşam gücü) doğru ve dengede alamaz isek sağlığımız bozulur. Her hangi bir konuda ustalaşmak için gunaların tezahürlerini kontrol etmeliyiz. Bu kontrol “Aşkın Yaşamın” kapılarını açar. Yıllarca çalışıp çabalayıp bir konunun uzmanı olmuş isek, alçakgönüllülükle yaptığımız çalışmaları toplum yararına kullanmak KARMA YOGA’dır.Eğer KARMA YOGA yapmak istiyorsanız; Ustalığınız hangi alanda ise onu herkesin hizmetine sunun, elinizden gelenin en iyisini yapın ve HİÇBİR ŞEY BEKLEMEYİN, SONUÇLARDAN FERAGAT EDİN. Ailenize karşı sorumluluklarınızı yerine getirin. Komşunuzu kendiniz gibi sevin. Bağımlılığı terk edin, kişiselleştirmeyin,sahiplenmeyin. Başarı ve başarısızlıkta dengede kalın ve nötr olun. Yolunuza çıkan kişilere dikkat edin yardım gerekiyorsa yapın, para gerekiyorsa verin, hizmet gerekiyorsa edin , düşünceden özgür olun. Akışın yönünü değiştirmeyin ve
önünü kesmeyin. Yani durmayın, hizmet edecek kişiyi aramayın(Daha çok ihtiyacı olanı aramak yanılgısına düşmeyin, yolunuza çıktığına göre yardım için evren sizi seçmiştir)Bir müddet sonra, sadece isteyene değil, istemeyene de yardım etmeye başlayarak algılamanızın ve farkındalığınızın değiştiğini göreceksiniz, genişleyerek sonsuz huzur halinde kalmaya başlayacaksınız ki bu MASUMİYETE geri dönmektir.
Niyama kuralları; uyulması gereken evrensel yaşam kurallarıdır.
a-Shoça: Saflık demektir. Niyet edilip yapılan bir saflıktan söz edilmektedir, her koşulda saf kalabilme çabasıdır.Temiz beden, temiz çevre, saf düşünce. Ahlakta saf almak, vicdan ile hareket etmektir.b-Santoşa: Kendimizi sevmek, özgüven, kendimize eziyet etmekten kaçınmaktır. Ruhumuzu hoş tutmaktır. c-:Tasavvuftaki gibi ÇİLE ÇEKMEK’tir. Arzuları yakmaktır Tapas. Hayırsever olmak, yargılamadan, dedikodu yapmadan konuşmak; aklı selim dayanma gücüdür.d-Svadhyaya: Tam karşılığı “ÇALIŞMAK İBADETTİR.” Çalışıp çabalamak, okumak araştırmak, bilmek, anlamak öğrenmektir.e-İşvara Pranidhana: Dindarlıktır, Allah sevgisidir. Allah yolunda samimi arzulardır. İbadettir.
Dinsel bağlanmadır. Yaradana aşk ile hizmet etmek, dini törenler,ayinler, ibadet ve dua aracılığı ile yapılan YOGA’dır.Sevgi, şefkat, ölçülü davranış gösterdiğimiz ölçüde, bilgelik, iç görü, masumiyet ve Aydınlanma deneyimleriz.Bütün dinler takipçilerini Tanrı’ya götürür. Hangi dine mensupsanız öğretiyi takip edin, göreceksiniz duygulara hakim olmaya başlayacaksınız, arzular bir şey ifade etmeyecek, dikkatinizi yönelttiğiniz alanda, almak için önce vermek gerektiğini idrak edeceksiniz ve tepki vermeniz güçleşecek müthiş bir Tanrı sevgisi sizi sarıp sarmalayacak, karşı konulmaz bir fedakarlık ile dolup taşacaksınız.Eğer BHAKTİ YOGA yapmak istiyorsanız. Kendi dini vecibelerinizi yerine getirin. Bunun dışında Bhakti Yoga diye yazılıp anlatılan tüm yöntemler. Hinduzim ve Budizm Dinlerinin uygulamalarıdır. (not: Hinduzm ve Budizm Yogayı kullandıkları için YOGA bir DİNmiş gibi algılanmaktadır. Bu çok yanlıştır. YOGA bir tekniktir.)Son söz olarak aşağıdaki listeyi vermek istiyorum. Yogaya göre, hayatınızı böyle yaşamaya gayret ederseniz, yüksek bilinçlerin rahmetinden yararlanıp, gelişmenizi kesintiye uğramaksızın sürdürebilirsiniz.
1-Doğru amaçlar,
2- Doğru güdüler,
3- Doğru sözler,
4- Doğru eylemler,
5- Doğru geçim yolları,
6- Doğru gayret,
7- Doğru kavrayış.
ÜZERİNE KURUN.
DİLEK ÖNAL
YOGA EĞİTMENİ
YOGANIN GEÇMİŞİ
YOGA'NIN GEÇMİŞİ (KÖKLER)
DİLEK ÖNAL
YOGA SEANSLARI
Yoga seansları faydalı.
Yoga yapan kişiler streslerinden kurtularak, uyku düzenlerine yeniden kavuşuyorEğer zamanınız ve olanaklarınız elveriyorsa, böyle seanslara katılmak ruh sağlığınıza büyük katkılarda bulunacak, beden sağlığınızı pozitif yönde etkileyecektir. Meditasyon veya yoga yapılacak yeri seçerken çok dikkatli olmak gerekiyor. Bazen aynı adlar altında aykırı gruplar, tarikatlar gizleniyor ve insanlara büyük zararlar veriyor.DEPRESYONU ÖNLER Eğer bu seansları yapan yerler gizli saklı ise, aman uzak durun. Yogayı öğrenip her gün muntazam kendi başına uygulayanlar çok büyük fayda görür. Devamlı sinirlilik, tedirginlik ortadan kalkar. Yoga yapan kişiler her şeyi stres yapmaktan vazgeçip, bozulan uyku düzenlerini yeniden kazanır. Bu gibi ciddi ve iyi niyetli seansların depresyonlara karşı çok iyi geldiği de bilinen gerçeklerdendir.RENKLER ÖNEMLİ Mekânlarınızı, moda olan mobilya ve renkleri içeren eşyalarla doldurmayın. Modadan çok, size huzur verecek mobilyaları ve renkleri seçin. Psikologların iddiasına göre, renklerin insan psikolojisine çok büyük etkileri vardır. Günlük gerilimler, huzurlu ortamlarda yerini gevşemeye bırakır. Mekânda çok kırmızı renk varsa, bu tansiyonu ve nabzı yükseltir. Böbreküstünde salgılanan stres hormonu adrenalinin kandaki seviyesini artırır. Aynı belirtiler stres esnasında da oluyor. Gerçekten de mekânlar, insanları huzursuz ve saldırgan yapabilir.YEŞİL HUZUR VERİYOR Bazı renkler de kişiye huzur verip sakinleştirir. Bunların başında yeşil geliyor. Yeşil tabiatta huzur bulmamız, bu renkten ileri geliyor olsa gerek. Aynı etkiyi mavi renk de yapıyor. Ressamların, şairlerin, yazarların en büyük eserlerini böyle ortamlarda yaratmaları tesadüf değilmiş. Çalışma yerinizde yazı masanızın rengi, sehpa örtüsü veya mekândaki çiçekler, size huzurlu bir ortam yaratabilir. Aynı şeyler eviniz için de geçerlidir. Kendinizi keşfedin, hangi renklerde ve nasıl ortamlarda huzur bulduğunuzu anlayın, mekânlarınıza ona göre şekil verin.
DİLEK ÖNAL
YOGA EĞİTMENİ
YOGA KALBE İYİ GELİYOR
ABD'deki Emory Üniversitesi Tıp Fakültesi'nde yapılan bir araştırma yoga yapmanın, kronik kalp yetmezliği hastalarının sağlığına kavuşmasında ve bu hastalarda görülen iltihaplanmanın azalmasında olumlu bir rol oynayabileceğini ortaya koydu.
Araştırmada, kalp yetmezliği geçiren 19 hasta 2 gruba ayrıldı. İlk grup 8 haftalık bir yoga terapisine katılırken, diğer gruba sadece tıbbi tedavi uygulandı.
8 haftanın sonunda, yoga yapan kalp hastalarının kan oranında 'interleukin-6' ve 'C-reaktif' proteinleri gibi iltihaplanma seviyesini gösteren biyolojik maddelerin yüzde 26 azaldığı gözlenirken, sadece tıbbi tedavi gören hastalarda bu oranın yüzde 3'te kaldığı belirlendi. Kalp hastalarına çoğu zaman hareket etmelerinin tavsiye edildiğini hatırlatan uzmanlar, 'yoganın kalp hastaları için en güvenli egzersiz biçimlerinden biri olduğunu' vurguladılar.
DİLEK ÖNAL
YOGA EĞİTMENİ
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder